Advert
Advert
SON DAKİKA
Advert

DEMOKRASİYİ HAK EDEREK KAZANMAK

Son Güncelleme :

08 Ekim 2022 - 22:22

reklam
DEMOKRASİYİ HAK EDEREK KAZANMAK
reklam

DEMOKRASİYİ HAK EDEREK KAZANMAK

Modernlik Batı’da geçmişin geleceği büyük ölçüde belirlediği ve anlamlandırdığı bir süreç olarak yaşandı. Geleceğe yatırım üzerine kurulu çekirdek aile nosyonu, yarın için bugünü feda etmeye hazır nesiller üretirken; bu hayalin ortaklaşa yaşanması da toplumun psikolojik harcını oluşturdu. Böylece çeşitli yerelliklere ve inançlara mensup insanların bir tür ‘birliktelik’ ve ‘ortaklık’ fikrine gelmeleri mümkün oldu. Dolayısıyla kritik nokta tarihsel süreç içinde eşitlik bağlamında bir araya gelemeyen insan gruplarını ‘gelecekte’ eşitleyecek güvenilir sistemlerin oturtulmasıydı.

Türkiye Cumhuriyeti, demokrasinin, modernliğin meşruiyeti için gereken bu önkoşulu bir türlü kavrayamadı, gerçek halkı veri alan ve o halkı demokratlık/modernlik etrafında bütünleştiren bir toplum tasavvuruna sahip olamadı. Demokrasi bu ülkeye tepeden indirildiği, uğrunda mücadele edilmeden verildiği için anlamı ve değeri bilinmedi. Zaten insan haklarından da hak edilmediği için kolayca vazgeçilebiliyordu. Ama tepeden inmiş, tepsi içinde sunulmuş olsa da kapıp sahiplenmek mümkündü, özgürlüğün, eşitliğin ve uygarlığın sunduğu nimetleri… Oysa toplumun bir bölümü, elinin tersiyle itmişti hakkı olanı. Niçin mi? Muktedirlerin çobanlık merakı…

Toplum tabanını eğitmeyen bir devlet, ne çocuğa ne de erişkine insanca bir yaşam sağlayamadığı gibi; nüfusu tıpkı çoban gibi hotzotla yönetmek zorunda kalır. Baskıya alıştırılmış kalabalıkları gütmek içinse iki yöntem vardır yalnızca: Emir ya da iman sopasını kullanmak. Türkiye, eğitemediği vasıfsız kalabalıklarını gütmek için her ikisini de kullandı. Demokrasiye geçiş sürecini önce emre karşı imanı kullanarak, iman azdığında emirle ezerek dengelemeye çalıştı.

Ne emir, ne de imanla yöneten hiçbir hükümet, kalabalıkları sürü, kendilerini de çoban olmaktan çıkaracak üçüncü yolu; demokrasiyi özümseyip savunacak bilinçli yurttaşlar yetiştirmeyi denemedi. Tam tersine. Türkiye’nin çobanlığına talip olanlar, seçimle işbaşına gelebilmek için demokratik olgunluğa erişmemiş toplum kesitinin tebaa güdülerine taviz verdiler. Yasaları çiğnediler ve çiğnettiler. Rüşvet dağıttılar. Haksız, vergisiz ve kolay kazanca alıştırdılar. Cumhuriyet değerleri, demokrasi bilinci, yurttaşlık ahlakının yerine; Diyanet ve İmam Hatip Lise’ler aracılığıyla kutsal emre itaatten başka bir şey olmayan, üstelik mantığı tartışılamayan din kurallarını koydular. Hatta gerçek dinle ilgisi olmayan mübahlar, yasaklar uydurdular! Sonuçta yeni bir sınıf yaratıldı, Türkiye’de. Yolsuzluğa, hırsızlığa idmanlı, yurttaş ahlakı olmayan, hatta iman ettiği dine saygısız bir tebaa.

Ama bu tebaa, asla Türkiye’nin çoğunluğu olmadı! Gerçek çoğunluk, daha özgür, daha uygar bir ülkede yaşamak isteyen; çocukları için daha iyi yaşam hayalleri kuran halktı, tebaa değil. Bugün Türkiye’de bilinçli olsun olmasın halkın büyük çoğunluğu artık başında çoban istemiyor. Abaya da sopaya da doydu bu millet. Kaybettiği demokrasiyi geri istiyor. Demokrasi hak demek, hukuk demek, ama hakkı da hukuku da hak etmek gerek. Bir bedeli var: Uğrunda mücadele!

Bu çerçevede, Türkiye’nin bütünü için hayati önem taşıyan önümüzdeki 2023 seçimlerinde hepimize düşen sorumluluklar var. Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’in 100. Yılına rastlayan seçim, 20 yıllık AKP’nin yönettiği devletin istikametini açısından tayin edici bir rol oynayacak.

Daha açık anlatımla seçim sonuçları, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir din devleti olup olmayacağı konusunda yön çizecektir. Dolayısıyla buna ona göre tutum belirlemek gerekiyor. Çünkü demokrasi olmadığında nelerin olduğunu, bağımsız yargı olmadığında nelerin yaşanabildiğini, özgürlükler kısıtlandığında nerelere sürüklendiğimizi, yaşamımızın nasıl cehenneme döndüğünü hepimiz yaşadığımız acı tecrübelerle görmüş olduk.

Toplumun bütün kesimleri farklı dönemlerde bu değerlerin tam olarak yerleşmemiş olmasının bedelini ödedi. Esasında ödenen her bedel Türkiye’nin ödediği bedeldi. İstanbul seçiminde, sandıkla gelip sandıkla gitmeyen bir iktidara karşı hakkı yeneni, adaleti savunmak için verdiğimiz mücadele idi, işte bu da bedel oldu. 2023 seçimlerinde de, tarihte ilk kez, demokrasiyi hak ederek kazanmak şansımız var!

reklam

YORUM ALANI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.