Advert
Advert
SON DAKİKA
Advert

“SEÇİMLİ OTOKRASİ”

Son Güncelleme :

07 Haziran 2023 - 1:25

reklam
“SEÇİMLİ OTOKRASİ”
reklam

 “SEÇİMLİ OTOKRASİ”

Türkiye’nin siyasi tarihindeki 14 ve 28 Mayıs 2023 tarihlerinde yapılan seçimlerin etkisi uzun süre tartışılmaya devam edecek gibi gözüküyor. Burada hiç şüphesiz üzerinde durulması gereken husus, ülkenin net bir biçimde iki ana kanat siyasete bölünmüş olmasıdır. Bunlar, doğrularıyla yanlışlarıyla, iki rakip yönetim anlayışını ve iki farklı Türkiye vizyonu temsil ediyor. Bu anlamda da birbirine karşıt iki ayrı gelecek vaat ediyorlardı. Otokrasi veya parlamenter demokrasi.

Hukuk devleti ilkeleri ve kuvvetler ayrılığının hiçe sayıldığı, denetim mekanizmalarının olmadığı, özgürlükler alanı ve katılım imkanlarının iyice sınırlandığı, kural ve kurum yerine “güçlü lider” vicdanı ve keyfinin önde olduğu; lideri etrafında kenetlenmiş, muhalefetsiz “yeni Türkiye düzeni” seçim mekanizmasıyla toplumun çoğunluğu tarafından tescil edildi.

Muhalefeti adeta suç örgütü gibi gösterip, toplum önünde onu çaresiz bırakmayı seçim başarısı sayan, bu uğurda her türlü gayri meşru yola başvurabilen, toplumu kutuplaştıran, aykırı düşünceleri suç sayan, elindeki yargıyı bu yönde harekete geçiren gerici siyasal ittifakla halka tercihi soruldu. Seçim ve sandık meşruiyeti de muhakkak. Ancak bu düzenin demokrasiyle yakından uzaktan ilişkisinin bulunmadığı da açık. Bu “ara duruma” uygun bir tabir var aslında. “Seçimli otokrasi…”

Otokrasi, malum, bütün güç ve yetkilerin bir kişinin elinde toplandığı siyasal düzendir. Yasal veya anayasal sınırlamaların yokluğunda egemenliğe ve devlet yetkilerine sahip olmayı içerir, “Şahsım Devleti” rejimi’ne dönüşür. Kanun yapar, istisna koyar, ölüm kalıma karar verir. Yönetim ve tasarruflar keyfidir veya dayatmacıdır. Despotizmin ve diktatörlüğün kibarcasıdır. Mutlak otoriterizm esas itibariyle siyasi alana hakimiyet demek iken, totalitarizm sosyal yaşamın tüm alanlarını düzenleme ve denetleme demektir.

“Seçimli otokrasi ise, otokrat niteliği baskın olan, ancak genel oya dayalı, çoğulcu seçimlerle iktidara gelip düzenli aralıklarla yapılan seçimlerle meşruiyetlerini tazeleyen” (Ahmet İnsel) bir rejimdir.

Özellikle Latin Amerika’da birçok örneğine rastladığımız bu siyaset tarzı rejimler kaçınılmaz olarak bir “biz” ve “ötekiler” ayırımına dayanıyor. Ortadoğu’da demokrasi konularında önde gelen uzmanlarından Shadi Hamid’in Atlantic dergisinde tam da bu konuyla ilgili yayımlanan son makalesinin şu bölümünü izleyelim:

“Gelişmekte olan dünyada bağnaz demokrasinin ortaya çıkışı, demokratik yollardan seçilmiş liderlerin halktan aldıkları yetkiyi temel özgürlükleri kısıtlamak için kullandıklarına tanıklık etti. Seçimler hâlâ serbest ve hilesiz ve dirençli ve faal muhalefet partileri mevcut. Ama iktidar partileri, muhaliflerini rakipleri olmaktan ziyade düşmanları olarak görerek, medya özgürlüklerini kısıtladılar ve devlet bürokrasilerini kendi yandaşlarıyla doldurdular. Demokratik süreci üzerindeki kontrollerini sistemi kendi çıkarları için şike aracı olarak kullandılar. Bazı durumlarda, Hugo Chavez döneminde Venezuela’da olduğu gibi, kişiye tapınma, bağnaz demokrasinin sağlamlaştırılmasının merkezi haline geldi. Bu, bazen, yolların üzerine dikilen billboardlardaki “Chavez halktır” afişleri örneğinde olduğu gibi komedi sınırlarına dayandı.”

Kendi iktidarı için toplumların Demokratik Rejimlerini yok eden otokratların da en büyük silahı, iktidarlarının asla sona eremeyeceğine, bütün seçimleri kazanacaklarına, bireyleri ve toplumu ikna etmeleridir.

Ama Demokratik Rejim umudu devam ettiği sürece bireyler ve toplum ikna edilemez.

O nedenle, Otokratlar, Demokratik Rejim umudunu yok etmeye çalışırlar: Elbette günlük çıkarlar peşinde olan sermaye sahipleri ve çıkarcı politikacılar, derhal böyle bir iktidara katılırlar… Bu katılımlar da bireylerin ve toplumların Demokratik Rejim umudunu kırmak için kullanılır. Ama asıl şok, iktidarın (güya serbest, adil ve şeffaf) bir seçimle düşürülebileceği umudunu yaratıp, bu umudu geliştirip, sonra onu boşa çıkararak yaşatılır.

Büyük umutlarla sandığa giden Demokrat seçmenler, yeniden otokrat iktidarın seçimi kazandığı görünce: Demokrasi’ye de Demokrasi için çalışanlara da Demokrasi umudunu yeşertenlere de siyasete de hayata da küser, içine kapanır ve iktidara teslim olur.

Umudun tükenişi, teslimiyeti… Teslimiyet, kayıtsız koşulsuz boyun eğmek anlamına gelen, biatı… Biat da, Demokrasiden Otokrasiye bireysel ve toplumsal dönüşü getirir. Böylece, Özgürlüğün ve Adaletin de sonu gelir.

O nedenle: Umudun tükenişine HAYIR… Büyük ATATÜRK ve arkadaşlarının ulusumuza armağanları lâik cumhuriyetimizi hiçbir kara bulut gölgeleyemeyecektir. Ulusal bağlılığımız ve özenimiz, değerlerimizi sonsuza değin koruyacak ve yüceltme çabalarını özenle sürdürecektir. Cumhuriyetin kuruluşunda seçilen demokrasi yapısı, ulusumuzun bağlılığı ve duyarlığıyla giderek güçlenerek tüm karşı saldırıları geçersiz kılacaktır. İç siyasal çalkantılar, cumhuriyete yürekten bağlı olanlarla kişisel saplantılarının esiri olanlar arasındaki giderilmez anlaşmazlığın sakıncalarını günlük durumlar olarak gözler önüne sermektedir. Siyasal ilkellik ve kişisel egemenlik düşkünlüğü, demokrasi karşıtlığı olmaktan öte çağdaş yaşam düşmanlığıdır. Geleceğimizin önündeki soruları, aykırılık ve engelleri kaldırmak, yurttaşlık görevlerimizin başında gelir. Dolayısıyla, benim de vatanına hasret yaban ellerde vefatının 60’ıncı yılında Nazım Hikmet’in “Rüzgâra Karşı Yürüyen Adam” için çarpacak kalbim…

“Rüzgâra karşı yürüyorum
Yamalı caddelerinde bu şehrin.
Düşümde ‘Gülüşü deniz mavisi çocuklar’
Bir memleket var düşümde dostlar
Sahibi çocuk suratlı adamlar
Bir memleket var düşümde bu akşam
Sahiden özlenilebilen bir diyar
Ben bir başıma bir deli
Ben sanki bin yaşında bir deli
Bir memleket özledim ki sormayın” diye başlayan…
“Yürüyorum rüzgâra karşı
Düşümde ‘Gülüşü deniz mavisi çocuklar’  dizeleriyle biten o şiiri soluyacağım…

https://ikinciyuzyil.com.tr

reklam

YORUM ALANI

Anonim 7 Haziran 2023 / 11:21 Yanıtla

Güzel bir yazı kutluyorum.
Selâm ve sevgiler. İ.Y.

viscidities 20 Şubat 2025 / 22:20 Yanıtla

h98yX06xSEZ

hoodwinks 20 Şubat 2025 / 22:25 Yanıtla

4wJJjtQnqEO

groundmass 21 Şubat 2025 / 17:55 Yanıtla

n4Bb5hwl8XD

ザーメンポルノ 21 Şubat 2025 / 18:07 Yanıtla

evEhhlNf64Y

pronunciations 21 Şubat 2025 / 18:13 Yanıtla

DXDYNHpgqjh

tortor 21 Şubat 2025 / 18:19 Yanıtla

Qq7wmnmjbqq

allophones 21 Şubat 2025 / 18:24 Yanıtla

FNY5yxoOU6I

crozzled 21 Şubat 2025 / 18:30 Yanıtla

xiAZOfqR9EH

devious 21 Şubat 2025 / 18:36 Yanıtla

FgEyBjvXiWp

nisi 21 Şubat 2025 / 18:42 Yanıtla

5VW6JdTIMjM

cicelies 21 Şubat 2025 / 18:47 Yanıtla

HLs9q55POV2

lifecares 21 Şubat 2025 / 18:53 Yanıtla

KoF8MIFjbXs

sufferance 21 Şubat 2025 / 18:59 Yanıtla

YD8omZqDa5Y

hut 21 Şubat 2025 / 19:04 Yanıtla

awDBVN5Jtfk

feminines 21 Şubat 2025 / 19:10 Yanıtla

6dlrU9ifINM

十代のポルノ 21 Şubat 2025 / 19:16 Yanıtla

0LUONGxjnC0

mimicker 21 Şubat 2025 / 19:22 Yanıtla

fEoQShUSMgA

8YIVtWMNMgj

caprolactam 21 Şubat 2025 / 19:33 Yanıtla

TIDq1UXsDyX

viscidities 21 Şubat 2025 / 19:39 Yanıtla

R3OJ8Q0DDzn

mayonaise 21 Şubat 2025 / 19:44 Yanıtla

84oOdI9ILzS

sandwich sauce 21 Şubat 2025 / 19:50 Yanıtla

rkPLeQ4C5cE

leo 21 Şubat 2025 / 19:56 Yanıtla

vagHs1AZdCO

staffages 21 Şubat 2025 / 20:01 Yanıtla

NHAxHiPNy1r

recalibrated 21 Şubat 2025 / 20:07 Yanıtla

sDyc2NLDPFH

FhuI4cBbA3J

glits 21 Şubat 2025 / 20:18 Yanıtla

ypq7RrzZYqS

rhoncus 21 Şubat 2025 / 20:24 Yanıtla

euYePOwyGMA

Mary Tyler Moore 21 Şubat 2025 / 20:30 Yanıtla

s0m5ha7iKCo

linting 21 Şubat 2025 / 20:36 Yanıtla

6W3m5OQMDTq

empathising 21 Şubat 2025 / 20:41 Yanıtla

210LnF0GGnc

episcopally 21 Şubat 2025 / 20:47 Yanıtla

cDJQ8hymCQf

shaggymanes 21 Şubat 2025 / 20:53 Yanıtla

R4MyaLCq45l

misshapes 21 Şubat 2025 / 20:58 Yanıtla

BE8HWgmL5er

caprolactam 21 Şubat 2025 / 21:04 Yanıtla

ObtDGxWh6K7

gravida 21 Şubat 2025 / 21:10 Yanıtla

7kqoPvzhLt5

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.