İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na verilen hapis ve siyasi yasak kararının ardından Altılı Masa bugün Saraçhane’de GÖVDE gösterisi yaptı, liderler tek tek sahneye çıkarak İmamoğlu’na destek açıklaması yaptı…
İlk konuşmayı İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu yaptı. İmamoğlu desteğe gelen binlerce kişiyi “Demokrasiye inanan büyük Türk milleti, hepiniz hoş geldiniz sefalar getirdiniz. Burası Saraçhane, burası sizin eviniz. Burası milletin evi. Burada siz ne derseniz o olur” sözleri ile karşıladı. Coşkulu kalabalığa “Ama önce bana şu sorunun cevabını bir verin” diye seslenen İmamoğlu şunları söyledi:
*Bu ülkeyi yönetenlerin sizinle ne alıp veremediği var? Sizden ne istiyor bu insanlar? 31 Mart’ta oyunuzu kullandınız, saymadılar. ‘Zarfa attığınız 4 oy pusulasından 3’i geçerli, Büyükşehir Belediyesi için kullandığınız oy ise geçersizdir’ dediler. Sizin tertemiz, helal oyunuzu iptal ettiler, seçimi yenilediler.
*Sizin seçtiğiniz Büyükşehir Belediyesine eskiden kamu bankalarından bol bol kredi verirlerdi… Sizin seçtiğiniz yönetime tam 3.5 yıldır 1 kuruş vermiyorlar. Sizin seçtiğiniz yönetim, çok daha uygun koşullarla dışarıdan kredi bulup getiriyor, bu defa da aylar yıllar geçiyor, bir imza atıp onay vermiyorlar.
*Sizinle ne alıp veremedikleri var? Sizden ne istiyor bu insanlar? Mesela eskiden bu şehirdeki taksilerle ilgili kararları sizin seçtiğiniz Büyükşehir Belediyesi alırdı. ‘Hayır’ dediler, ‘artık taksi konusunda kararlar İstanbul’dan değil, Ankara’dan alınacak.’ Mesela, eskiden, Gezi Parkının mülkiyeti sizin seçtiğiniz Büyükşehir Belediyesi’ne aitti. ‘Yok’ dediler, ‘Gezi Parkı artık bir vakfa ait olacak.’ Daha onlarca örnek sayarım ama vaktinizi almayayım…
“2 KERE SEÇTİNİZ, HAPSE ATMAK İÇİN KARAR ÇIKARTTILAR”
İmamoğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle:
*Siz bir kere değil, iki kere üst üste bir belediye başkanı seçtiniz. Onlar, sizin seçtiğiniz belediye başkanını görevden alıp hapsetmek için mahkemeden karar çıkarttılar. Üstelik, baktılar mahkemenin hakimi istedikleri gibi karar vermeyecek, onu sürüp başka bir hakim getirterek çıkarttılar bu kararı. Allah aşkına, bu ülkeyi yönetenlerin sizinle ne alıp veremedikleri var? Sizden ne istiyor bu insanlar?
*Kalabalıktan yükselen “hükümet istifa” sloganlarına İmamoğlu “Öyle kolay kaçmak yok onları gönderecek 6 siyasi partinin lideri burada” karşılığını verdi.
“BU ÜLKEYİ YÖNETENLER AĞIR HASTA”
*Ben size söyleyeyim; bu ülkeyi yönetenler hasta, hem de ağır hasta. Bu ülkeyi yönetenlerin çok ağır bir alerji sorunu var. Milletin iradesine karşı alerjileri var bunların. Milli irade kendilerinden yana şekillenirse sorun yok. Ama başka türlü şekillenirse bunlarda alerji hastalığı başlıyor.
*Milli iradeyi geçersiz kılmak için ellerinden ne geliyorsa yapıyorlar. Ne hukuk ne ahlak, ne din ne iman… Hiçbir şeyi gözleri görmüyor. Bugün burada bunca büyük bir kalabalığı harekete geçiren, ortak vicdandır. Hepimizi birleştiren haksızlığa, hem de apaçık haksızlığa, adaletsizliğe şahit olmaktır.
“BU BİR ADALET REFLEKSİDİR”
*Milyonlarca kişi harekete geçiyor demokrasi için ayağa kalkıyor. Bu bir adalet refleksidir. Bu rızanın kalktığının kanıtıdır. Bunlar açıkça vicdansızlığın olduğu, haksız yere milletin mağdur edildiği anlarda olur. Dün de oldu, şimdi de oluyor. Milletin iradesine alerjin varsa, seçim sonuçlarını hazmedemiyorsan, siyaset miyaset yapmayacaksın.
*16 milyon İstanbullu senin gözünde bir ve eşit değilse… 85 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşını bir ve eşit görmüyorsan, “ben bu ülkeyi yönetiyorum” demeyeceksin. Çünkü sen bu ülkeyi yönetmiyorsun. Sen, birtakım çıkar gruplarını, seçilmiş dernekleri, yakın aile vakıflarını, birtakım karanlık odakları yönetiyorsun. İstanbul’da bir israf düzeni kurdular ve sonsuza kadar sürsün istiyorlar.
Saraçhane’deki demokrasi buluşmasında İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ardından kürsüye CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu geldi. Kılıçdaroğlu’nu İmamoğlu, sahneye çağırdı. “İktidar” sloganları ile karşılanan Kılıçdaroğlu “İktidar olacağız hiç merak etmeyin” karşılığını verdi. Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
*Bir, Mevlana der ki ‘Adalet, kutup yıldızı gibidir.’ Yerinde sabit durur ve kainat onun etrafında döner. Bugün bizi buraya getiren yaşadığımız adaletsizliktir. Ama hepinizin huzurunda söz veriyorum. Adalet ya gelecek ya gelecek.
* İki; adaleti dağıtacak kişi hukukun üstünlüğü ve vicdani kanaatine göre karar vermek zorundadır. Bu yapılmadığı takdirde adaletsizlik olur.
* Üç, adaleti dağıtacak kişi kralın sofrasına, sultanın, sarayın sofrasına asla oturmayacak. Çünkü sofraya oturan alimin verdiği fetva yanlıştır ve doğru olmaz.
*Dört, milli irade 1921 ve 1924 Anayasalarının birinci maddesi şudur “Hakimiyet bilakaydüşart milletindir”. Bugünkü diliyle yeni anayasada ve meclisin duvarında yazılı olan “egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. “Milletin iradesine bugün darbe vurulmuştur. 16 milyon İstanbullunun iradesine bir yargıç aracılığıyla darbe vurulmuştur. Biz milli iradeyi yeniden ama yeniden inşa edeceğiz.
*Beş; bugün yaşadığımız Türkiye’de adalet artık temel bir Türkiye sorununa dönüşmüştür. Çünkü sokakta herhangi bir vatandaşa sorun. Bu ülkede adalet var mıdır diye. Emin olun büyük bir kısmı ‘bu ülkede adalet yoktur’ diyecek. Ama bizler ama bizler 6’lı Masa olarak adalet konusunda kararlıyız ve adaleti bu ülkeye mutlaka ama mutlaka getireceğiz.
“BİR DAHA BU MANZARALARI YAŞAMAYACAKSINIZ”
* Bugün Türkiye’de hiç kimse kendisini güvende hissetmiyor. Hukukun üstünlüğü değil, üstünlerin hukuku var. Dayısı olana kimse ses çıkarmıyor. Ama bir genç tweet attığı zaman sabahın köründe kapısı çalınıyor. Gözaltına alınıyor. Bu manzarayı bitireceğiz. Hiç endişe etmeyin. Asla ve asla bir daha bu manzaraları yaşamayacaksınız.
*Yargıyı itibarsızlaştıranlar var. Yani yargıç koltuğunda oturup yargıyı itibarsızlaştıranlar var. Ağacın kurdu kendi içindedir.
*Uyuşturucu baronlarına ses çıkarmazlar. Parti teşkilatından gelenleri hakimlik, savcılık koltuğuna oturturlar. Çetelerle yan yana gezerler. Dolayısıyla bu tabloyu da değiştireceğiz. O adalet ağacının içindeki kurtları tek tek temizleyeceğiz. Adaletin ağacı, görkemli olacak ve sağlıklı olacak.
İMAMOĞLU KARARI KABUL EDİLEMEZ
*Yedi, güzel bir atasözümüz var. Zulmün artsın ki tez zeval bulasın. Evet zulüm var. Bugün mü var? Hayır öteden beri bu ülkede zulüm var. Milletvekillerimiz tutuklandı, gazeteciler tutuklandı. İstanbul İl Başkanımız da siyasi yasak kapmasına alındı. Bu tablo zulmün arttığı bir tablodur. Bu da yakında zeval bulacaklar demektir. Onları göndereceğiz.
*Sekiz, İBB Başkanı İmamoğlu hakkında verilen karar kabul edilemez, toplumun vicdanı yaralandı. Toplumun vicdanı kanamaktadır. Ekrem başkan hakkında verilen karar bize bir milim bile geri adım attırmayacak. Ekrem başkanın arkasında olacağız.
*Çünkü bizim kupon arazi merakımız yok. Çünkü bizim yeşil alanları, beton ormanına dönüştürmek gibi bir hevesimiz yok. Çünkü bizim rant yiyicilere hizmet etme gibi bir görevimiz de yok. Her belediye başkanımız halka hizmet eder, halka hizmet, Hakk’a hizmettir. Biz kuralı böyle biliriz. Açık ve net ifade edeyim. Hiç kimse hiçbir güç Ekrem İmamoğlu’nu İstanbul’a hizmet etmekten alıkoyamaz. Görevini onuruyla ve şerefiyle yapacaktır.
“GÖNDERECEĞİZ”
*Dokuz, adaletsizliği kural haline getirenleri göndereceğiz. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyenleri göndereceğiz. Milli iradeye darbe yapanları göndereceğiz. Yargıyı itibarsızlaştıranları göndereceğiz. Hiç endişe etmeyin. Altılı masa kararlı. Bu ülkeye huzuru ve bereketi getireceğiz. Adaleti getireceğiz.
“MARATONUN SONUNA GELDİK”
*On; hiç kimse unutmasın ve hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın. Bu bir 100 metre koşusu değil. Bu bir maratondur ve maratonun sonuna deldik. Altı ay sonra maraton bitecek. Yeni bir Türkiye’yi göreceksiniz. Güzel bir Türkiye’yi göreceksiniz. Kucaklaşan bir Türkiye’yi göreceksiniz. Bereketli bir Türkiye’yi göreceksiniz.
*Onbir; Sevgili İstanbullular. Asla başınızı öne eğmeyin. Önümüzde altı ay kaldı. Geliyoruz. Siz de haykırın. İktidar, iktidar, İktidar…İktidar olmak için geliyoruz. İktidar olacağız.
BABACAN: ÇOK ÖFKELİYİZ
Saraçhane’deki demokrasi buluşmasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan sonra DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan konuştu. Babacan, konuşmasında şunları söyledi:
*Biliyorum çok öfkelisiniz. Hepimiz çok öfkeliyiz. Olanları kabul etmiyorum. Bu haksızlığı, bu hukuksuzluğu reddediyorum.
*Ekrem İmamoğlu kardeşime yapılan bu hukuksuzluğu reddediyorum. Daha birkaç ay evvel Canan hanıma yapılan hukuksuzluğu reddediyorum. Demirtaş’a yapılan hukuksuzluğu reddediyorum.
*İktidarın seçimi kaybettiği belediyelere atadığı kayyumlarla rövanş almasını reddediyorum. Onun için buradayım. İsyanımızı, feryadımızı tüm İstanbul duysun diye buradayım. Nedir bu çektiğimiz?
*Devlet gücünü eline geçiren başlıyor aşağıdakileri ezmeye. Başlıyor kendi sevmediklerini ezmeye, zulmetmeye…
“DÜNÜN EZİLENİ ERDOĞAN ÜSTE ÇIKINCA EZMEYE BAŞLADI”
*Daha dünün ezileni Sayın Erdoğan, üste çıkınca başkalarını ezmeye, zulmetmeye başlıyor. Sandık günü hep beraber cevabımızı vereceğiz inşallah. Sayılı gün çabuk geçer. İşte biz bu ülkede yaşanan nöbetleşe zorbalığa karşıyız. Adalet olsun istiyoruz.
*Bu millet 24 Mayıs’ta, 12 Eylül’de, 28 Şubat’ta silahla, topla tüfekle demokrasiye kast edenleri tarihin tozlu sayfalarına gömmüş bir millettir. Bu millet, Nazım Hikmet’lere, Ahmet Kaya’lara, Necip Fazıl’lara, Halide Edip’lere zulmedenleri, tarihin tozlu sayfalarına gömen bir millettir.
*İnanın bu millet, yargı oyunlarıyla kendi iradesini görmezden gelenlere en iyi cevabı ilk seçimde verecektir.
*Unutmasınlar, Türkiye birden büyüktür…
GÜLTEKİN UYSAL: ÇOK ÜZGÜNÜZ
*Bu yaşananlardan dolayı çok üzgünüm. Yeter söz milletindir diyorum.
*Milli iradenin önüne set çekilmez. Millet o duvarı yıkıp atmıştır. İşte bugün de bu bitmeyen kin ve garez dün Ekrem İmamoğlu’na bu cezayı verdiler. Ama bilsinler ki bu kararın milletin vicdanında bir hükmü yoktur.
*Bakmayın bunların isimlerinde Adalet ve Kalkınma olmasına. Buradan haykırıyorum, adınız ak olacağına alnınız ak olsaydı.
*İşaret fişeğini buradan yaktığımız demokrasi mücadelemiz taçlanacak.
*Bu millet bu kadar kötülüğü hak etmiyor.
DAVUTOĞLU: KORKMADIK, KORKMAYACAĞIZ
*Hangi partiden olursa olsun, herkesin hak ve hukukunu koruyacağız. Biz hiçbir zaman korkmadık ve korkmayacağız.
*Buradan iktidara sesleniyorum; sakın bağımsız yargı demeyin çünkü biz gerçeği biliyoruz.
*Yargı bir kez daha siyasallaştı. Güç sahiplerine sesleniyorum, milletin vicdanına dönün.
*Dün Türk yargısı adına kara bir gündü. Buradan yargı mensuplarına sesleniyorum; sakın korkmayın, yarın biz Altılı Masa olarak sizin arkanızda duracağız.
*Gelecek kaygısı yaşayan vatandaşlarımız biz yeni bir Türkiye için yola çıktık. Hedefimiz, kimsenin fikir ve düşüncesini gündeme getirirken ‘terörist’ diye suçlanmadığı bir ülke inşa etmek. Altılı Masa Türkiye’nin, halkın masasıdır.
*Önümüzde bir seçim var. Bu seçim sadece bir seçim değildir. Bu seçim yoksulluğa karşı onurluca yaşama seçimi, yasaklara karşı özgürlüklerin seçimidir. Bu seçimi kimse kaybetmeyecek, halk kazanacak.
*Buradan iktidara sesleniyorum; bu masa kurtlar sofrası değil, Halil İbrahim sofrasıdır. Ve bu masa asla dağılmayacak.
AKŞENER O ATKININ HİKAYESİNİ ANLATTI
Sahneye çıkan İYİ Parti lideri Meral Akşener, İBB Başkanı İmamoğlu’na bir atkı verip hikayesini anlattı. Akşener, şunları söyledi;
*Öncelikle aziz milletim, aziz İstanbullular kalbimiz, beynimiz gençler… Bugün burada büyük bir haksızlığa karşı toplandık.
*Dün buradan ayrılırken Kıymet Doğan isimli bir kız önümüzü keserek bana bir atkı verdi ve Ekrem İmamoğlu’na vereceksin dedi. Bu atkı adaletin atkısıdır.
*Yüz yıl önce olduğu gibi bugün de egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diyenler burada. Yüz yıl önce verilen bu kararın, iradenin temsilcileri burada.
*İstanbul’dan kayıtsız şartsız milletindir diyenleri duymayanların olduğu yerde biz buradayız.
*Bir tiyatroya oyunu oynayanlara seslenip ‘saray sizinse Saraçhane bizimdir, zulüm sizinse sandık bizimdir.’ diyoruz. Demokrasi bizim, sandık ve bu irade bizimdir.
“BU KARAR SİYASİ BİR KARAR”
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun vekili Sabri Tekir de konuşmasında şu ifadeleri kullandı;
*İBB Başkanımız sayın Ekrem İmamoğlu hakkında bir karar verilmiş bulunmaktadır. Bu kutlu beldenin şehremini hakkında bir karar verilmiş bulunmaktadır. Verilen bu kararı kamu vicdanı asla ve asla hukuki olarak kabul etmemiştir.
*Bu verilen karar kamu vicdanında siyasi bir karar olarak algılanmıştır. Tıpkı yıllarca önce yine aynı yerde, aynı makamda bulunan kişi için okuduğu şiir nedeniyle verilen bir kararı algıladığı gibi. Ancak herkesin bildiği bir gerçek vardır. Bu tarihi gerçeği sizinle paylaşmak istiyorum.
*Tarihin çeşitli dönemlerinde defalarca tecrübe edilen gerçektir bu. Dünden bugüne adalet mekanizmasını kişisel ve siyasi hesaplarla bu mekanizmaya müdahale edenler mutlaka ve mutlaka zaman içerisinde kaybetmişlerdir.
*Eğer böyle bir müdahale varsa, ki kamu vicdanı bunun varlığını kabul etmektedir. Buna müdahil olanlar şüphesiz yine kaybedeceklerdir. Tarihin akışı böyledir arkadaşlar. Bu tarihin akışını değiştirmek o kadar kolay değildir. Tabiat böyle bir akışı asla ve asla birilerinin engellemesine müsaade etmemektir.
*Açıkça ilan ediyoruz; birileri hukuksuzluk yaparken, adaleti çiğnerken biz hukukun dışına asla çıkmamaya kararlıyız. Hukukun sınırları içerisinde kalmaya devam edeceğiz. Bu milletin huzuru, sükunu ve bu milletin geleceği için hukukun sınırları içerisinde kalmaya kararlıyız.