BİR KÜTÜPHANE- BİR SERGİ

Disiplinler arası bir yaklaşımla bir araya getirilen sanatçıların ortak paydası, hayatın anlam arayışını, yitirişini, insanın kendini adadığı arzularını, öfkelerini, sevgilerini hissettiren farklı disiplinlerden 33 sanatçının eserinin yer aldığı Devoted (adanmış, fedakar, özveri) temalı sergiyi gezdik.

Pastırma yazını hatırlatan bir havada, sergide bir eseri de yer alan Moda’da Kadıköy Art resim akademisinin kurucu Ressam Seren Ceren Asyalı’nın öğrencilerinin olduğu grupla Devoted temalı karma resim sergisini gezmek için öğleden sonra buluşmayı kararlaştırdık.

Sergi Beyoğlu’ndan Gayrettepe’ye taşınan DOART galerisinde. Şimdiden heyecanlıyız.

Kim demişti unuttum; her gün bir şiir okumazsanız, bir resim, bir heykel görmezseniz, güzel bir müzik dinlemezseniz gününüz yoksul geçmiş demektir. Aforizmalar ve klişeler akılda kalıcı. Bir arkadaşım ”Eee senin sözün değil, okuduklarından kafanda dolaşan sözler aforizmamız halime geliyor.” demişti.

İkinci yüzyıl ekibi ve Kadıköy Art resim atölyesine devam eden arkadaşlarla (Kendi çizimlerini yapmak, sadece bakmak yerine görmeyi öğrenmek, nesnelerin içini de çözme pratiği kazanmak ve gelişebilmek için hocalarının tavsiye ettiği) sergiye gitmeyi kararlaştırdık.

Sabahın erken saatlerinde, Moda’da yeni açılan iskeleyi ve oradaki kütüphaneyi de görmek için (Hafta sonları kalabalık) Kadıköy Moda iskelesinin yolunu tuttum.

Onca yıllık İstanbulluyum. Yine de Moda da sokakları karıştırdım. Yolda bir yere konulmuş haftalık Kadıköy gazetesinin son sayısını aldım. Caddebostan Kültür Merkezinde Yılmaz Güney Filmleri haftasını kaçırmışız…

İskelenin uzun yolunu geçip içeri girdim. İskelenin önünde denize bakarak oturanlar vardı. Kütüphanenin alt katındaki kafede kahve, çay çeşitleri, tost ve atıştırmalıklar var. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yeri olduğu için fiyatlar makul, yiyecekler güzel. Sonra üst kata çıktım. Bu arada çay, kahve ile yukarı da çıkabiliyorsunuz.

Kitaplar çeşitli ve güzel, Masa ve sandalyeler rahat. Kütüphanenin sessizliği huzur veriyor.

Sonra raflardan bir kitap seçtim. Üç tane alabileceğimi söylediler. Gündüz Vassaf’ın kitaplarını aradım. Bir tane gördüm… Aldığım kitap için bir ay okuma süresi verilmişti. Hemen kayıt açıldı. Emaille bilgi gönderildi. Prosedür oldukça pratik.

Liseden beri kütüphaneye gitmemiştim, çok keyifli. Hele de deniz kenarında bir yerde kitap okumanın keyfi… Tadından yenmiyor… Demek ki kitap okumak için her zaman paraya gerek yok… Kendimi klasik bir romanda farz ettim. Sanki bir klasik romanın içerisine girmiştim.

Bir ara başımı kaldırdığımda esen hafif rüzgarla Marmara’nın ışık düşmüş suları nazlı nazlı dalgalanıyordu. Denizin ortasında bir yelkenli süzülüyor, adalar sabah mahmurluğuyla biraz puslu oturuyordu.

https://ataturkkitapligi.ibb.gov.tr/ataturkkitapligi/index.php?dil=tr&p=2&ID=6

Öğlen arkadaşlarla buluştuk. Gideceğimiz yer Gayrettepe’deydi. Beşiktaş’a vapurla geçip, serginin olduğu mekana otobüsle gitmeye karar verdik. Vapur sefası güzeldi de karşıya geçtiğimizde trafik bizi oldukça geciktirdi. Aceleyle sanat galerisinin kapısından içeri girdik.

Eserler güzel, farklı. Bugün serginin son günü. 25 Eylül’de başlamış. Küratör Şevval Başaran.